Modasi gecmis manuel daktilo ile, daha dogrusu Olympia De Luxe?m ile g?n?m?z?n bilgisayar teknolojisi arasinda, bu bilgisayar kagidi rulosu vasitasiyla k?pr? kuracagimi saniyordum. Ama kabul etmeliyim ki fena halde cuvalliyorum. Bu ikisi hic bulusacak mi Hayir, hic ?mit yok. Buna dair hic ?mit g?rm?yorum. Dolayisiyla bu, bir bakima, eski zamanlarin daktilosuna, gercek kagit takilmis, parmaklarinizin tuslara dokundugunu hissettiginiz, kagidi hissettiginiz ve sardikca satir satir merdaneyi hissettiginizah, ne coskubir daktiloya bir merhamet duasi, ya da, TAMAM, bir agit. Jonas Mekas deyince akla ?ncelikle 16 mm kamerasiyla cektigi g?nl?k-filmleri gelse de Olympia De Luxe daktilosuyla yazdigi metinler, siirler, anilar, g?nl?kler, k?se yazilari, mektuplar, manfiestolar da onun mirasinin hatiri sayilir bir b?l?m?n? olusturuyor.Bir g?n, hatta tam tarih vermek gerekirse 25 Mart 1997de, Mekas masasinin altinda unutulmaya y?z tutmus bir bilgisayar kagidi rulosu bulur ve emektar Olympia De Luxe?ne takar. Niyeti daha ?nce yapmadigi bir sey yapmak, bu kez bir roman yazmaktir. Hem de bu kagit rulosunu bastan sona dolduracak, tam manasiyla yekpare bir roman. Fakat isler umdugu gibi gitmez.